24 Ocak 2014 Cuma

Siyah ve Beyaz

İlk şiirime göstermiş olduğunuz yoğun (!) ilgi üzerine ikincisini yazayım dedim (: Beğenirsiniz umarım.








Siyah ve Beyaz

Sevmenin en güzel haliydi,
Gizlice ve derinden olanı,
Yüzünü güldürdüğüm her anın hayaliydi,
Beni canlı ve mutlu kılan.

Seni şımartmaktan hiç yorulmadım,
Benim öncelikli işimdi bu,
Nerden bilebilirdim ki,
Hepsinin bir yanılsama olduğunu.

Farklıymışız farkedememişim güzelim,
Yazılı olmayan kurallar varmış,
Birde bu kurallara sımsıkı bağlı insanlar.
Kafamdaki sen, senden çok farklıymış.

Sen üzerine dikilmiş bir gelinlik kadar beyaz,
Bense simsiyah bir damatlıkmışım.
Farkımız renklerimiz olsada,
Görememişiz aslında birer renkmişiz.

Kaan Doğan

Bu şiirime diğer bloğum olan mkaand.wordpress.com adresinden de ulaşabilirsiniz.

16 Ocak 2014 Perşembe

Ihlamur ve Bal'ın Hikayesi

İlk şiir denememin son şiir denemem olmaması için lütfen yorumlara dikkat edelim (: Birden içimden geldi şiir yazmak. Gün geçmiyor ki insan bir başka özelliğini keşfetmesin. Umarım beğenirsiniz...






Ihlamur ve Bal
Umudumdu o güzel gözlerin,
Her baktığımda içinde kaybolmak istediğim.
Farklılıklar mıydı yoksa bizi yabancılaştıran.
Ne oldu ? Neden yoksun şimdi ?

Ihlamur oldum sense bana tat veren bal,
Bilemedin, göremedin diğer yarını,
Yaşanacak o kadar çok şey vardı ki,
Ama yıkıverdin kumdan kalelerimi.

Unutmak mı zordu yoksa hatırlamak mı ?
Yoksa unutmak istediklerini sürekli hatırlamak mı ?
Neydi seni bu kadar özel kılan ?
Benim ilk ve son şiirim olman mı ?

Bana tekrar hayal kurmayı öğrettin,
Ne kadar uzakta olsanda, nefesin benimle.
Mutlu yaşa, kalbimdeki kadife kaplı o müchevfer kutusunda.
Mutlu yaşa balım...

Kaan Doğan

13 Ocak 2014 Pazartesi

Görüş ayrılıkları, Alevilik-Sunnilik ve Yobazlık Hakkında

Uzun süredir ihmal ettiğim bloğuma farklı bir yazı ile devam ediyorum. Uzun süredir yazamadım çünkü yazmak için önce yaşamak gerekir. Yaşamadan yazarsan sorular içersinde boğulursun ve okuyucuna birşey aktaramazsın...

Yaşananlar yaşandı ve şimdiye kadar bilmediğim bir topluluk hakkında edindiğim bilgi ve yorumlarımı paylaşmak istedim. Özellikle şu günlerde Gezi Parkı olaylarının tabanını oluşturan Alevi vatandaşlarımız ve Alevilik acaba nedir diye merak ettim, bir arkadaş edindim ve öğretilerini inanışlarını anlamaya çalıştım. Bütün bu deneyimin sonucunda bu yazıyı hazırladım.

Ben beş vakit namazını kılmaya çalışan bir sunni müslümanım. Başvuru kaynağım Kuran-ı Kerim ve Peygamberimiz (SAV)'ın sünnetleridir. Hiçbir cemaat ile işim olmaz. Aklım ve kalbim yaradana ulaşmak için yeterlidir. Peki ailemden çevremden görmediğim bilmediğim haklarında çok fazla bilgimin olmadığı Aleviler kimdir ? Şimdiye kadar kendilerince haklı sebepleri olduğu için su altında yaşamışlar ben Aleviyim demeye çekinmişler. Peki neden ? Sebebi biz sunnilerin ataları olsa gerek. Geçmişte atalarımız elektrik daha yokken fotoğrafta gördüğünüz şekilde kadınlı-erkekli bir şekilde bir evde toplanıp cem yapan bu insanlar uyuma vakti geldiklerinde mumu söndürür yatarlarmış. Meraklı halkımızda uzaktan izleyip son derece çirkin bir iftira ile bir topluluğu lekelemiş. Bu onların genlerine kadar işlemiş ve bunu utanç olarak algılayıp şimdiye kadar seslerini çıkarmayıp kendilerini gizlemek istemişler. Tabi bu benim çıkardığım sonuç. Bugünkü aklımızla düşündüğümüzde bir topluluğun ensest bir ilişki yaşadığını düşünmenin ne kadar saçma ve gerçek dışı olduğunu daha iyi anlıyoruz ve onlara büyük bir haksızlık yaptığımızı görüyoruz.

Yıllar geçtikçe Aleviler ile Sunniler arasında bu konu büyümüş anneler babalar yalan yanlış bilgilerle çocuklarını büyütmüşler. Alevilik bir tabu haline gelmiş. Karşılıklı kız alıp vermek istememişler pek çok birbirini seven çift bu yüzden bir araya gelememiş. Kendilerini ifade edememişler ve zamanında kendilerine iftira atan insanların torunlarını düşman bilmişler. Tabi hepsi için böyle diyemeyiz çünkü araştırdığım kadarıyla tek tip bir Alevilik yok. Beş vakit namaz kılıp Ramazan ayında oruç tutanıda var. Hz. Ali camide öldürüldüğü için camiye gitmek istemeyenide var. Ama bu konuda kendileri ile çeliştiklerini düşünüyorum. Hz. Ali'yi takip edip ona saygı gösteriyorlarsa ve Hz. Ali camide öldürüldüyse burdan çıkan sonuç : Hz. Ali camiye gidiyormuş demektir. Aleviler müslüman mı ? sorusu çok sorulan sorular arasında. Kuran-ı Kerim'de pek çok yerde müslümanlar için "Namazı dosdoğru kılarlar" ibaresi geçer. Namazın nasıl kılınacağı ise tamamen peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)'ın sünnetlerinden öğrenebiliyoruz. Mirac'a yükselirken meleklerden gördüğü hareketler aslında yaptıklarımız. Kadın ile erkeğin bir arada ibadet etmesi de islamda pek yeri olmayan bir davranış. Şia'lıktan biraz etkilenmiş ama pagan geleneklerinede sahip. Kimileri sorduklarında müslüman olduklarını söylüyorlar ama kendileride bu sorunun tam cevabı konusunda uzlaşamıyorlar. Pek çok forum var Alevilikle ilgili.

Yakın bir zaman önce Alevi bir arkadaşım oldu. İnsani anlamda değerleri olan son derece ahlaklı düzgün birisiydi. Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü şu aralar arkadaş olduğumuz söylenemez. Ama nefrette beslemiyoruz birbirimize. Tanıdığım pek çok sunni arkadaşımdan daha düzgün kibirden uzak birisiydi. Dört Kapı Kırk Makam felsefesini benimsemişler. Baktığınız zaman bir insanda olması gereken özellikler anlatılıyor. "Canlar, hepimiz biriz" gibi söylemleri olsada, o konuda her alevinin objektif davrandığını sanmıyorum. Çoğu zaman hepimiz birimizden anladıklarının kendi içlerinde hepimiz biriz olduğunu düşünüyorum.

Tanıdığım bir abla var, oğlu alevi bir kızla beraber ve bu abla oğlunu kızdan ayırmaya çalışıyor. Tam tersine ait pek çok yaşanmış hikayelerde duydum. "Aleviler kız alır ama vermezler" diye bir kanı var. Çünkü kızlarına baskı yapılacağı ve alevilikten uzaklaştırılacağı çekincesini yaşıyorlar. Soylarının devam etmesi açısındanda böyle düşünüyor olabilirler. Benim bu konuda bakış açım net. Görüş ayrılıklarının sevgiye engel olmaması gerektiğini düşünüyorum. İster bir yahudi ile evlenin ister bir hristiyanla. Müslümanlık tebliğ esasına dayanır. Dayatma yapamazsınız. Sadece tebliğ edersiniz. Allah istediği kulunun kalp gözünü açar. Açıkcası bir sunni olarak sadece alevi ile değil tüm dinlerden evliliğe sıcak bakıyorum. İnsan olsun önemli olan bu değil mi ? Derimizi sıyırdığımızda hepimizden çıkan kan, kemik ve et değil mi ? Allah isteseydi bizi tek ümmet tek devlet olarak yaratabilirdi. Birbirimizi farklılıklarımıza rağmen sevebilmemiz için farklı yarattı bizleri. Ben bir Alevi anne babanın çocuğu olabilirdim bir alevide sunni bir ailenin çocuğu olabilirdi. Anne babalarımızı biz seçmiyoruz. Ayrımcılık yapmak son derece yanlış, düşünün bir alevi kız için hayırlısının illede bir alevi erkek olduğunu düşünmek çok doğru değil, kimse garanti veremez o alevi erkeğin cinnet geçirip 3 ay sonra eşine şiddet uygulamayacağına değil mi ? Tabi bu tabuyu yıkıp mutlu olan çiftlerde var. Yine bir sunni olarak şunuda düşünmüyor değilim. Sunni olduğunu söyleyen sokaktaki kızların ne kadar sunniliği bildiğide günümüzde ayrı bir muamma. Fatiha bilmeyen gusul abdesti nedir bilmeyen bir Z kuşağı geliyor ! Y kuşağınında ne kadar bildiği tartışılır.

Siyasete bu yazımda değinmeyip Gezi Parkı ve 17 Aralık Siyasi Oyunları ile ilgili ayrı bir yazı hazırlıyorum. Sadece şunu söyleyebilirim, Alevi vatandaşlarımız ağırlıklı olmak üzere bu Gezi Parkı olaylarında pek çok vatandaşımız oyuna getirilmiştir. Gezinin bir balon olduğu ve arkasındaki güçlerin kimler olduğu bakıpta görebilen herkes tarafından biliniyor.

Yobazlık hakkındada kısa bir bilgi verip yazımı sonlandırmak istiyorum. Türkçede bir algı oluşturulmuş YOBAZ namaz kılan kökten dinci insan olarak kullanılıyor. Hatta tüm namaz kılanların YOBAZ olduğunu düşünenler var. Oysa YOBAZ belli bir dinden bağımsız olarak belli bir düşünceyi körü körüne mantık süzgecinden geçirmeden, ve farklı görüşleri ısrarla reddetip onlara tahammül gösteremeyen demektir. Yahudininde yobazı vardır Brooklyn'e giderseniz görürsünüz, müslümanında yobazı vardır. Hristiyanında, Alevininde. Karşı tarafı ötekileştiren her düşünce yobazlardan gelir. Benim inandığım doğru seninki yanlış temeline dayanır bir YOBAZ.

Yıllarca bizi sağ-sol, kürt-türk, alevi-sunni olarak bölmeye çalışan dış güçler bugün 4'e hatta 8'e bölmeye çalışıyor. Çünkü "Böl ve Yönet" stratejisi ile çalışıyorlar. Bu güçlerin kimler olduğunu sonraki yazımda anlatacağım. Yarın büyük bir deprem olsa İstanbulda, birbirimize yardım etmeyecek miyiz ? Bu aleviydi, bu sunniydi, bu kürttü, bu geziye katılmıştı bırakalım göçükte ölsün mü diyeceğiz ? Umarım silkeleniriz ve GERÇEK anlamda BİR olduğumuzu hep beraber TÜRKİYE olduğumuzu anlarız büyük bir deprem olmadan önce.

Saygı çerçevisinde yapılan tüm yorumlara eleştrilere açığım. Alternatif olarak bu yazıyı wordpress bloğumdan da takip edebilirsiniz : http://mkaand.wordpress.com